15 Aralık 2010 Çarşamba

SOrma RUhum LARpadak


Sorular sormayı seviyorum. Cevaplar vermeyi de severim ama sorulara göre değişebilir. Soruları ben sorarsam sorun yok. Cevap veremeyeceğim sorular sormam kendime, gün kurtulur. Cevap veremeyeceğim sorular da sorarım ama her şeyin bir sırası var. Şimdi, şu an cevabı kolay sorularla güne başlıyorum:

-         Günaydın’ mı?
o       Ahh, evet kesinlikle. Güne erken başlamayı seviyorum ama uyumak da istiyorum. Sabahın körü körü uyandığım için sövüyorum kendime ama içten içe keyfim yerinde koca günü kayıplar arasından kurtardığım için.

-         Peki bana sabahın 7’sinde Bedük dinleten nedir?
o       Müziklerimin olduğu klasöre ulaşmak zor geliyor. Kendisi çok uzaklarda. Eğer bir sürü fişi takıp o klasöre ulaşmak zor gelmese ne dinlerdim bilemiyorum ama şu an en kolayı masaüstümde bulduğum ilk klasöre girmekti. Başkancım sağ olsun! Bedüksever’lerden özür diliyorum… Sadece odada ses olsun diye, sadece beni memnun etmek için söylüyor şu an Bedük ve ben susadım…

-         İnsanın bazen gerçekten rahatlamaya ve kendini bırakmaya ihtiyacı oluyor. O günlerden birini yaşadım; kendi içimde. Ogünlerden birini yaşadım; dostlarla. O günlerden birini yaşadım; çaktırmayın pek haberleri olmadı eğer gecenin hatırlamadığım bölümlerinde anlatmadıysam her bir şeyi. Rahatladım mı? Artık umurumda değil mi dünya?
o       Yoo! İşler hiç öyle yürümüyor. Uyandığında kaldığın yerden devam ediyorsun. ‘ Kes ’ , ‘ kopyala ’ , ‘ yapıştır ’ lar hiçbir işe yaramıyorlar. “ Neden acabaaa?? ” Basit. (…) ve ben susadım...

-         “Susadım susadım diyeceğine mutfak orda, git iç!” diye içinden geçiren yok değil mi?
o       Olmasın zaten. Burada oturduğu yerden iki fiş takıp istediği şarkılara ulaşmaya üşenen bir bünye var. Eğer bir sürü fişi takıp o klasöre ulaşmak zor gelmese ne dinlerdim bilemiyorum ama şu an en kolayı masaüstümde bulduğum ilk klasöre girmekti. Başkancım sağ olsun!

Arıza yaptı yine benimki. Unuttum. Yazının başında sormak istediklerim vardı kendime. Sırayla gideyim dedim, araya birkaç zırva sokunca –hep yaparım- hepsi uçuverdi. Eh demek ki onlar bugünün soruları değillermiş. Günler çuvala girmediyse başka gün sorulurlar. Günler çuvaldaysa şanslarına küssünler, cevaplarını benden alamayacaklar. Başkasına sorulabilirler tabi, cevaplarını da alırlar ama bana sorulmak isterler hep; severler beni. Sorular… Severler beni. Ben de…

Son soru:

-         Soruları mı daha çok severim cevapları mı?
o       Bilmem. Zor yerden geldi, çok arada kaldım. Soruma soruyla karşılık vermiş olacağım ama: Soruları mı severim cevapları mı?

Su içmeye gidiyorum ve döndüğümde üşenmeyip güne başlayacağım şarkı için ‘play’ e basacağım. Evet, artık biliyorum ne dinleyeceğimi. Başkancım sağ olsun!

Hiç yorum yok: