7 Kasım 2010 Pazar

Beni Hayata Uyandıran Rüya


(vitae= hayat (Latince) )
Yine uçurumun kenarına gidip, sonsuzluğu hayalleriyle süslediği günlerden birinin sonunda Vitae, gördüğü rüyanın etkisiyle sıçramış yataktan. Uzun zamandır tek düze dünyasında alıştığı hayatı yaşayan Vitae o an karar vermiş bir şeyler yapmaya. İçinde yaşadığı dünyanın keşfedilmeyi bekleyen tarafları olduğunu hissediyormuş. Zaten hep hissedermiş daha fazlasının olduğunu, zaman zaman hayaller kurarmış da cesaret edemezmiş uzaklara gitmeye. Onu sıçratan bu rüyadan sonra bunu ortaya çıkarmak, hiç kimseye değilse bile kendine göstermek istemiş.
Ve sonunda yollara düşme vakti gelmiş.
Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, bu keşfetme cesaretini bulmasına yardım eden hayallerinin mekânı olan uçurumun kenarına gelmiş. Uçurumdan sonrası ona sonsuz göründüğü için hep burada hayaller kurar, sonsuzluğu doldururmuş kendince, kendince sonsuz hayal gücüyle. Ancak bu kez uçurumun kenarında gölgesine uzanıp hayal kurduğu ağacın altına geldiğinde gözlerine inanamadığı bir manzarayla karşılaşmış. Uçurumun başlaması gereken yerde hayal ettiği dünya uzanmaktaymış. Hızlı bir heyecan dalgası, mutluluk, sevinç ardından pek hoş gelmemiş hayal kırıklığı. Çünkü hayal ettiği, koskoca sonsuzluğu doldurduğunu sandığı dünyanın bittiği yeri olduğu yerden görebiliyormuş. Uçurumu görebiliyormuş. Yeni bir uçurum girmiş hayatına. Belki de yeni hayallerin sınır tanımaz başlangıcı…
 Başlarda keşfetmeye cesareti olmadığını söylemiştik. Hal bu ya, Vitae, hayal etmenin sınırıyla işte o an tanışmış. Aslında hayal etmenin sınırsızlığıyla…
Hayal edebilmek de cesaret işiydi, her şeyden önce kendi olabilmeye cesaret edebilmeliydi, bunu anlamıştı. Kendi dünyasını şekillendirebileceğini bunun için yaptığı seçimlerde de cesaretli olması gerektiğini keşfetmişti, yaşadığı hayal kırıklığıyla. Sınırları hayatına sokan oysa- sınırların sahibi oysa istediği gibi oynayabilirdi de onlarla, görmüştü. Bir anda keşfedilmeyi bekleyen dünya, kendisi olmuştu sanki.
Böylesi bir iç yolculuktan sonra cesaretini toplamış, cesaretini topladıkça hayal etmiş, hayal ettikçe sınırlarını genişletmiş, sınırlarını genişlettikçe hayal etmiş, hayal ettikçe daha çok cesaretlenmiş, cesaretlendikçe sınırlarını genişletmiş, sınırlarını genişlettikçe cesaretlenmiş, hayal etmiş, güçlenmiş…  Kendini, sınırlarını, sınırsızlıklarını, sonunu, sonsuzluğunu ve daha fazlasını keşfetmiş.
Keşfettikçe keşfetmiş daha büyük bir arzuyla; kendisini ve dünyasını.
Vitae’nin yenidünyasında uçan atlar, güzel tanrıçalar, pembe gökyüzü, sonsuz mutluluk, sonsuz adalet, sonsuz barış var mıdır bilinmez ama masala benzemeyen bu masalı okuyan kişi, yalnızca o kişi, gözünü kapadığında bir anlığına görür Vitae’nin dünyasını ve sonra kendi dünyasını keşfe dalar.
Vitae’nin onu sıçratan rüyasına gelince; o da benim gibi gördüğü rüyaları hatırlamıyormuş. Bir anda onu cesaretle, şevkle dolduran rüyayı hatırlayamamış ama hissettiklerini hep içinde yaşatmış. Hatırlayamadığı bu rüyasından “Beni Hayata Uyandıran Rüya” diye bahsetmiş soranlara.
Seni hayata uyandıran bir rüyan varsa ne mutlu sana. Seni hayata uyandıran birçok rüyan varsa hele… Ama yoksa o rüyayı bir gün göreceğine inanarak uyu; devamı gelir mutlaka.
İyi Uykular

Hiç yorum yok: