8 Şubat 2011 Salı

Güzellik Uykusundan Öte

Uyku! Ahh, tatlı uyku, bari sen bırakma!
Bu gece sadece dört saatini verdin bana. Oysa daha fazlasına ihtiyacım vardı.
(…)
Uyku perileri! Sizden hep rüyalar dilendim. Her gece sizin kollarınıza bırakırken kendimi bana getirmenizi istediğim; rüyalardı. Masalları sevdiğim kadar severim rüyaları da… -Sanırım gerçeklerden ağzımın payını alınca masallara, rüyalara sarıldım.- Ah ama uzun zamandır rüyaları da istemiyorum sizden. Sadece gelin, göz kapaklarımda gezinin istiyorum. Sadece uyumak istiyorum! Bunu da çok mu görüyorsunuz bana?
-Ey uykuları kaçan! Ey uykunun güzel sahibi!
İnan, biz senden daha çok istiyoruz sana ihtiyacın olanı vermeyi. Güzel uykularını rüyalarla taçlandırmak şöyle dursun, düşüncelerinin karmaşasından ve bu karmaşanın sıklığından sana ulaşamıyoruz ki… Bu kadar çok düşünme, karmakarışık olmasın kafanın içi. Ruhunu özgür bırak, kapansın gözlerin.
Uykunun güzel sahibi, ancak o zaman huzurlu bir uyku sunabileceğiz sana.
- Uyku tanrısı Hypnos’un minik perileri!
Güzel söylüyorsunuz ancak o kadar kolay değil ki düşüncelerimden arınmak. Ben de arınmak için uyumaya, size ihtiyacım olduğunu sanıyordum. Biraz uyusam, ah biraz uyuyabilsem… İşte o zaman rahatlayacaktım sanki. Meğer düşüncelerle boğuşmaktan uyumaya vakit bulamıyormuşum. Uyku bana gelmediği için düşünceler eşliğinde gelmesini beklemek, kendimi avutmakmış sadece. Ahh, meğer böyle böyle hapsetmişim ruhumu. Evet, evet… Düşünmek iyidir, fazlası zarar. Düşünmek iyidir! Fazlası…
-Şimdi anladın mı?! Uykuyu sana çok gören biz değiliz. İnan buna. Uykuların en güzeli, en huzurlusu senin olsun isteriz. Düşünceler üşüşürken tepende, her gidenin yerini bir yenisi alırken ve böylece kısır döngü halinde gidip gelirken onlar korkarız çıldıracaksın! Biz de istiyoruz sana gelmeyi. Her gece yokluyoruz, ulaşamıyoruz! Yine de uyku tozlarını serpiyoruz üzerine dört bir yandan ama o tependeki lanet kalabalığın arasında yitip gidiyorlar. Senin uykundan onlar nasibini alıyor, besleniyor. Yenileri nöbeti devralıyor. Nöbetleri hiç bitmez bunların sen sınırını koymazsan. Ruhunu esir almalarına izin verme. Bu kadarı olmaz! Kurtar kendini ancak o zaman güzel uykularda belki de rüyalarda eşlik edip renk katacağız sana.
-Renkli uykuların minik, güzel sebepleri! Beni bırakmamış olduğunuza sevindim. Sizlerin renkli âlemine dalabilmek, ruhumu özgürlüğüne kavuşturabilmek için sahip çıkacağım kendime. Deneyeceğim. Düşüncelerimin beni ele geçirmesine izin vermeyeceğim.
Kendi düşüncelerinle kendini boğmak! Ne kadar acı!
Benim onların değil, onların benim kontrolümde olduğunu hatırlatacağım kendime ve göstereceğim onlara. Beni ele geçirme, ruhumu hapsetme cesaretini vermeyeceğim… Umarım bu farkındalık anında sizlerin güzel uyku kristalleri beni bulur.
Tatlı uyku! Beni bırakmadığına sevindim.
(03.07.2010)

Hiç yorum yok: